Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
go on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"go on"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
go on
v.
devam etmek
General
2
General
go on
v.
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)
3
General
go on
v.
gitmek
4
General
go on
v.
dayanmak
5
General
go on
v.
yanmak
6
General
go on
v.
harcanmak
7
General
go on
v.
devam etmek
8
General
go on
v.
zaman geçmek
9
General
go on
v.
güvenmek
10
General
go on
v.
konuşmaya devam etmek
11
General
go on
v.
çalışmaya başlamak
12
General
go on
v.
ileri gitmek
13
General
go on
v.
ilerlemek
14
General
go on
v.
olmak
15
General
go on
v.
geçmek (zaman)
16
General
go on
v.
yerine geçmek
17
General
go on
v.
sürmek
18
General
go on
v.
gitmek (para)
19
General
go on
v.
olagelmek
20
General
go on
v.
süregitmek
21
General
go on
v.
çalışmaya başlamak (aygıt)
22
General
go on
v.
bel bağlamak
23
General
go on
v.
yanmaya başlamak (ışıklar/kalorifer)
24
General
go on
v.
yer almak
25
General
go on
v.
sürdürmek
26
General
go on
v.
dayanmak (bir işi sürdürebilmek için bir söze/kanıta)
27
General
go on
interj.
haydaa
28
General
go on
interj.
ya yürü git
29
General
go on
interj.
yok ya
30
General
go on
interj.
hadi ya
Phrasals
31
Phrasals
go on
v.
hareket etmek
32
Phrasals
go on
v.
davranmak
33
Phrasals
go on
v.
giyilebilir olmak
34
Phrasals
go on
v.
bağırıp çağırmak
35
Phrasals
go on
v.
kıyameti koparmak
36
Phrasals
go on
v.
sahneye çıkmak
37
Phrasals
go on
v.
krikette topu yuvarlamaya başlamak
Bedeutungen, die der Begriff
"go on"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
go on a walk
v.
yürüyüşe çıkmak
General
2
General
go bad cop on someone
n.
kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
3
General
go on to claim
v.
söylecek denli ileri gitmek
4
General
go on foot
v.
yayan gitmek
5
General
go on sale
v.
ucuzlamak
6
General
go on to the finals
v.
finale kalmak
7
General
go down on one's knees to
v.
ayaklarına kapanmak
8
General
go on the dole
v.
işsizlik yardımı almak
9
General
go on a walk
v.
yürüyüş yapmak
10
General
go on tour
v.
turneye çıkmak
11
General
go on a bat
v.
kafayı çekmek
12
General
go on strike
v.
greve gitmek
13
General
go on a visit to
v.
misafirliğe gitmek
14
General
go on the booze
v.
alem yapmak
15
General
go on incessantly
v.
ardı arkası kesilmemek
16
General
go on a course
v.
staj görmek
17
General
go back on one's word
v.
sözünden dönmek
18
General
go down on one's knees to somebody
v.
ayaklarına kapanmak
19
General
go on a spree
v.
alem yapmak
20
General
go on foot
v.
tabanvayla gitmek
21
General
go on strike
v.
grev yapmak
22
General
increasingly go on
v.
artarak devam etmek
23
General
go on a holiday
v.
tatile çıkmak
24
General
go on the lam
v.
sıvışmak
25
General
go on the stump
v.
seçim propagandası yapmak
26
General
go halves on
v.
yarı yarıya paylaşmak
27
General
go on foot
v.
yürüyerek gitmek
28
General
go on a hunger strike
v.
açlık grevine başlamak
29
General
go back on
v.
dönmek
30
General
go on at
v.
azarlamak
31
General
go on the loose
v.
çapkınlık yapmak
32
General
go on shank's mare
v.
tabanvayla gitmek
33
General
go down on one's knees to
v.
diz çökmek
34
General
go on the road
v.
tiyatro topluluğu turneye çıkmak
35
General
go on a diet
v.
perhize başlamak
36
General
go on the stage
v.
tiyatro oyuncusu olmak
37
General
go back on
v.
caymak
38
General
go on a jaunt
v.
gezmeye gitmek
39
General
be too tired to go on
v.
şişmek
40
General
go on a jaunt
v.
gezinti yapmak
41
General
go on attack
v.
atağa kalkmak
42
General
go on trial
v.
hakim karşısına çıkmak
43
General
go on the rampage
v.
kıyameti koparmak
44
General
go on the booze
v.
içki içmek
45
General
go on shank's pony
v.
yürüyerek gitmek
46
General
go on trial
v.
mahkemelik olmak
47
General
go on at
v.
başının etini yemek
48
General
go on a pilgrimage to mecca
v.
hacca gitmek
49
General
go on an outing
v.
gezintiye çıkmak
50
General
go on the stage
v.
oyuncu olmak
51
General
go on a holiday
v.
tatile gitmek
52
General
go in with someone on
v.
bir şeyde biriyle ortak olmak
53
General
go to school on foot
v.
okula yürüyerek gitmek
54
General
go on the black market
v.
karaborsaya düşmek
55
General
go back on someone
v.
birine ihanet etmek
56
General
go on a honeymoon
v.
balayına çıkmak
57
General
go back on one's promise
v.
sözünden dönmek
58
General
go on shanks's pony
v.
tabanvayla gitmek
59
General
go back on
v.
inkar etmek
60
General
go on for
v.
yaklaşmak
61
General
go on a jaunt
v.
dolaşmak
62
General
go on a trip
v.
geziye çıkmak
63
General
go on a diet
v.
rejim yapmak
64
General
go on about
v.
fazlasıyla konuşmak (hakkında)
65
General
go easy on
v.
kıyak geçmek
66
General
go on the rampage
v.
kasıp kavurmak
67
General
go on a spree
v.
felekten bir gün çalmak
68
General
go on the stage
v.
tiyatrocu olmak
69
General
go on foot
v.
yaya gitmek
70
General
go on a training course
v.
staj görmek
71
General
go on about
v.
bıktıracak kadar konuşmak
72
General
go on holiday
v.
tatile çıkmak
73
General
go on an excursion
v.
gezintiye çıkmak
74
General
go on an outing
v.
gezmeye çıkmak
75
General
go on a trip
v.
gezintiye çıkmak
76
General
go on an excursion
v.
tura çıkmak
77
General
go on a journey
v.
yolculuğa çıkmak
78
General
go on a guided tour
v.
rehber eşliğinde geziye çıkmak
79
General
go back on the contract
v.
sözleşmeye sadık kalmamak
80
General
go back on the agreement
v.
anlaşmaya sadık kalmamak
81
General
go back on the contract
v.
sözleşmeyi ihlal etmek
82
General
go back on the agreement
v.
anlaşmayı ihlal etmek
83
General
go out on a limb
v.
birisi için riske girmek
84
General
go back on the agreement
v.
anlaşma bozmak
85
General
go on board the ship
v.
gemiye çıkmak
86
General
go on a diet
v.
rejime başlamak
87
General
go on a diet
v.
diyete başlamak
88
General
go on a diet
v.
diete girmek
89
General
go on board the ship
v.
gemiye binmek
90
General
go on the internet
v.
internete girmek
91
General
go on strike
v.
grev kararı almak
92
General
go on a tour
v.
geziye gitmek
93
General
go on a trip
v.
geziye gitmek
94
General
go back on the agreement
v.
anlaşmaya uymamak
95
General
go on the razzle-dazzle
v.
alem yapmak
96
General
go on with
v.
-e devam etmek
97
General
go on a cruise
v.
vapurla geziye çıkmak
98
General
go on to the next level
v.
kademe atlamak
99
General
go on to the next stage
v.
kademe atlamak
100
General
go on pilgrimage
v.
hacı olmak
101
General
go on pilgrimage
v.
hac ziyareti gerçekleştirmek
102
General
go on pilgrimage
v.
hacca gitmek
103
General
go on television
v.
televizyona çıkmak
104
General
go on an election tour
v.
seçim gezisine çıkmak
105
General
go on an election tour
v.
seçim turuna çıkmak
106
General
go on a diet
v.
rejime girmek
107
General
go on a diet
v.
perhize girmek
108
General
go on a date
v.
birisiyle çıkmak
109
General
go on a hike
v.
(arazide vb) yürüyüşe çıkmak
110
General
go on a date
v.
biriyle çıkmak
111
General
go to someone's house on the pretense of buying their car
v.
arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
112
General
go on with his/her life
v.
yaşamını sürdürmek
113
General
go on the left side of something
v.
bir şeyin solundan gitmek
114
General
go on a media blitz
v.
yoğun bir tanıtım kampanyası başlatmak
115
General
go on to claim that
v.
...diyecek/iddia edecek kadar ileriye gitmek
116
General
can't go on
v.
devam edememek
117
General
not able to go on
v.
devam edememek
118
General
go out on patrol
v.
devriyeye çıkmak
119
General
go away on its own
v.
(acı/ağrı) kendiliğinden geçmek
120
General
go away on its own
v.
(acı/ağrı) kendi kendine geçmek
121
General
go on full alert
v.
tam alarma geçmek
122
General
be/go out on the town
v.
şehre eğlenmeye gitmek
123
General
go on the roller coaster
v.
(lunapark) hız trenine/eğlence trenine binmek
124
General
went on (go on)
v.
devam etmek
125
General
go a little heavy on the eye makeup
v.
göz makyajını biraz abartmak
126
General
go on leave
v.
izne çıkmak
127
General
go on leave
v.
izne ayrılmak
128
General
go to school on time
v.
okula zamanında gitmek
129
General
go on a school trip
v.
okul gezisine çıkmak
130
General
go on an adventure
v.
maceraya atılmak
131
General
go on a picnic
v.
pikniğe gitmek
132
General
go on lunch break
v.
öğle tatiline girmek
133
General
go on lunch break
v.
öğle arasına girmek
134
General
go on a sightseeing tour
v.
şehir turuna çıkmak
135
General
go away on holiday
v.
tatile gitmek
136
General
go away on holiday
v.
tatile çıkmak
137
General
go to bed on time
v.
zamanında uyumak
138
General
go on a nature walk
v.
doğaya yürüyüşe çıkmak
139
General
go on a nature walk
v.
doğa yürüyüşüne çıkmak
140
General
go on a diet
v.
diyete girmek
141
General
go on a diet
v.
diyete girmek
142
General
go out on the balcony
v.
balkona çıkmak
143
General
go one on one
v.
teke tek mücadele etmek
144
General
go back on
v.
terk etmek
145
General
be on the go
v.
birtakım işlerle meşgul olmak
146
General
on the go
adj.
faal
147
General
on the go
adj.
gittikçe kötüleşmekte
148
General
on-the-go
adj.
çok meşgul
149
General
on-the-go
adj.
hareket halinde
150
General
on the go
adv.
faaliyette
151
General
on the go
adv.
iş başında
152
General
on the go
adv.
harekette
153
General
on the go
adv.
gittikçe
154
General
go on!
interj.
hadi
Phrasals
155
Phrasals
go back on
v.
bir sözü tutamamak
156
Phrasals
go back on
v.
caymak
157
Phrasals
go on to
v.
(site vb) girmek
158
Phrasals
go back on
v.
(sözü yerine getirmekten) geri kalmak
159
Phrasals
go on to
v.
... yaparak devam etmek
160
Phrasals
go back on
v.
vazgeçmek
161
Phrasals
go off on
v.
sazı eline almak
162
Phrasals
go off on
v.
uzun uzun konuşmak/anlatmak
163
Phrasals
go off on
v.
uzun uzadıya anlatmak
164
Phrasals
go off on
v.
birine patlamak
165
Phrasals
go off on
v.
birini haşlamak
166
Phrasals
go off on
v.
birine fırça atmak
167
Phrasals
go off on
v.
birini azarlamak
168
Phrasals
go off on
v.
birini paylamak
169
Phrasals
go off on
v.
bir anda birine çok sinirlenmek
170
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) uzattıkça uzatmak
171
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) konuştukça konuşmak
172
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak
173
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) sündürdükçe sündürmek
174
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) bıktırana kadar konuşmak
175
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birine) çıkışmak
176
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birini) azarlamak
177
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
178
Phrasals
go on something
v.
bir şeye başlamak
179
Phrasals
go on something
v.
bir şey olmak
180
Phrasals
go on something
v.
bir bilgiyle harekete geçmek
181
Phrasals
go back (on)
v.
fikrini değiştirmek
182
Phrasals
go back (on)
v.
söylediklerini veya yaptıklarını inkar etmek
183
Phrasals
go back on
v.
yetersiz kalmak
184
Phrasals
go back on
v.
başarısız olmak
185
Phrasals
go back on (something)
v.
(bir şeyden) dönmek
186
Phrasals
go back on (something)
v.
(verdiği bir sözden) dönmek
187
Phrasals
go back on (something)
v.
(bir şeyden) caymak
188
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeyi) paylaşmak
189
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeye/şeyde) ortak olmak
190
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
191
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeye) ortak girişmek
192
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
193
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
194
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
195
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir konuda) sazı eline almak
196
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak
197
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
198
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir konuda) hararetli bir şekilde konuşmak
199
Phrasals
go on something
v.
bir şeye girmek/başlamak
200
Phrasals
go on something
v.
bir şey üzerinden aksiyon almak/harekete geçmek
201
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmakta) ısrar etmek
202
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmakta) inat etmek
203
Phrasals
go on (doing something)
v.
inatla/ısrarla (bir şey yapmayı) sürdürmek
204
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmaya) devam etmek
205
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmayı) sürdürmek
206
Phrasals
go on about someone/something
v.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
207
Phrasals
go on about someone/something
v.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
208
Phrasals
go on at (one)
v.
(birinin) kafasını ütülemek
209
Phrasals
go on at (one)
v.
(birinin) başının etini yemek
210
Phrasals
go on at (one)
v.
(birine) söylenip durmak
211
Phrasals
go on at (one)
v.
(birine) çıkışmak
212
Phrasals
go on at (one)
v.
(birini) azarlamak
213
Phrasals
go on at (one)
v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
214
Phrasals
go on before
v.
önünde gitmek
215
Phrasals
go on before
v.
önünden gitmek
216
Phrasals
go on before
v.
önde/önden gitmek
217
Phrasals
go on before (someone)
v.
(birinden) önce ölmek
218
Phrasals
go on before (someone)
v.
(birinden) önce gitmek(ölmek)
219
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ilerlemek
220
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) doğru devam etmek/ilerlemek
221
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ulaşmak
222
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir seviyeye) gelmek
223
Phrasals
go on with (something)
v.
(bir şeye) devam etmek
224
Phrasals
go on with (something)
v.
(bir şeyi) sürdürmek
Phrases
225
Phrases
go easy on yourself
expr.
kendine yüklenme
Proverb
226
Proverb
do not let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
227
Proverb
do not let the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
228
Proverb
do not let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
229
Proverb
do not let the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
230
Proverb
let not the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
231
Proverb
let not the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
232
Proverb
never let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
233
Proverb
never let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
234
Proverb
never let the sun go down on your anger
yatağa öfkeli/küs girme
235
Proverb
never let the sun go down on your anger
öfkeyle/küs uyuma
Colloquial
236
Colloquial
go a bundle on
v.
bayılmak
237
Colloquial
go a bundle on
v.
çok beğenmek
238
Colloquial
go on a kill-crazy rampage
v.
katliam yapmak
239
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şeyi) uzattıkça uzatmak
240
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şey) hakkında konuştukça konuşmak
241
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şey) hakkında uzun uzadıya konuşmak
242
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir konuyu) sündürdükçe sündürmek
243
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şey) hakkında bıktırana kadar konuşmak
244
Colloquial
go on (and on) about someone/something
v.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
245
Colloquial
go on (and on) about someone/something
v.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
246
Colloquial
go on and on
v.
sürekli devam etmek
247
Colloquial
go on and on
v.
durmadan konuşmak
248
Colloquial
go on and on
v.
konuştukça konuşmak
249
Colloquial
go on and on
v.
devam ettikçe etmek
250
Colloquial
go on and on
v.
uzadıkça uzamak
251
Colloquial
go on and on
v.
uzattıkça uzatmak
252
Colloquial
go on and on
v.
bıktırana kadar sürmek/konuşmak
253
Colloquial
go on and on
v.
bitmek bilmemek
254
Colloquial
go on and on
v.
çok uzun sürmek
255
Colloquial
go on and on
v.
sürdükçe sürmek
256
Colloquial
go on and on
v.
sonsuza kadar sürdürmek
257
Colloquial
go on and on
v.
hiç bitmeyecekmiş gibi olmak
258
Colloquial
go on and on
v.
durmaksızın devam etmek
259
Colloquial
go on about something
v.
lafı uzatmak
260
Colloquial
go on about something
v.
lafı sündürmek
261
Colloquial
go on about something
v.
kafa şişirmek
262
Colloquial
go on about something
v.
kafa ütülemek
263
Colloquial
go on about something
v.
kafa açmak
264
Colloquial
go on about something
v.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
265
Colloquial
go on at somebody
v.
birinin üstüne varmak
266
Colloquial
go on at somebody
v.
birinin üstüne gitmek
267
Colloquial
go on at somebody
v.
başının etini yemek
268
Colloquial
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
269
Colloquial
go easy on someone
v.
birine hoşgörülü olmak
270
Colloquial
go easy on someone
v.
birine yumuşak davranmak
271
Colloquial
go easy on someone
v.
birine nazik davranmak
272
Colloquial
go easy on something
v.
bir şeyi az miktarda kullanmak
273
Colloquial
go easy on something
v.
bir şeyi abartmamak
274
Colloquial
go slow (on something)
v.
(bir şeyi) ağırdan almak
275
Colloquial
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
276
Colloquial
unable to go on
adj.
devam edemeyecek/edemez durumda
277
Colloquial
unable to go on
adj.
sürdüremeyecek/sürdüremez durumda
278
Colloquial
go straight on
expr.
bu yoldan dümdüz git
279
Colloquial
go on!
expr.
devam!
280
Colloquial
on your mark-get set-go!
expr.
hazır ol . . . başla!
281
Colloquial
on the go
expr.
koşturmaca içinde
282
Colloquial
go there and see what's going on
expr.
oraya gidip ne olup bittiğine bak
283
Colloquial
on your mark-get set-go
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
284
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) bütün gün konuşabilir
285
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşabilir
286
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) durmadan konuşabilir
287
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) sonsuza kadar konuşabilir
288
Colloquial
go on then
expr.
olur
289
Colloquial
go on then
expr.
tabii
290
Colloquial
go on then
expr.
kabul
291
Colloquial
go on then
expr.
tamam o zaman
292
Colloquial
go on then
expr.
olur o zaman
293
Colloquial
go on then
expr.
devam et
294
Colloquial
go on then
expr.
devam et o zaman
295
Colloquial
on your marks, get ˌset, go!
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
296
Colloquial
on your marks, get ˌset, go!
expr.
hazır ol . . . başla!
297
Colloquial
go on!
exclam.
hadi oradan!
298
Colloquial
go on!
exclam.
hadi canım!
299
Colloquial
go on!
exclam.
yok canım!
Idioms
300
Idioms
go on the stage
v.
oyunculuk kariyerine başlamak
301
Idioms
go on the stage
v.
sahneye çıkmak
302
Idioms
go light on
v.
aşırıya kaçmadan kullanmak
303
Idioms
go back on
v.
geri dönmek
304
Idioms
go back on
v.
bırakmak
305
Idioms
go back on
v.
ihanet etmek
306
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
307
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
308
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
309
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
310
Idioms
go on line [us]
v.
devreye girmek
311
Idioms
go on line [us]
v.
faaliyet göstermeye başlamak
312
Idioms
go on line [us]
v.
çalışır hale gelmek
313
Idioms
go on line [us]
v.
işlemek
314
Idioms
go on line [us]
v.
kullanılmaya başlamak
315
Idioms
go on line [us]
v.
faaliyet göstermek
316
Idioms
go on line [us]
v.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
317
Idioms
go on line [us]
v.
kullanıma hazır olmak
318
Idioms
go on line [us]
v.
piyasaya sürülmek
319
Idioms
go on about something
v.
lafı uzatmak
320
Idioms
go on about something
v.
kafa şişirmek
321
Idioms
go on about something
v.
kafa ütülemek
322
Idioms
go on about something
v.
baş şişirmek/kafa açmak
323
Idioms
go on about something
v.
vır vır etmek
324
Idioms
go on the block
v.
açık artırmaya çıkmak
325
Idioms
go out on the razzle
v.
alem yapmak
326
Idioms
go out on the town
v.
alem yapmak
327
Idioms
go out on a spree
v.
alem yapmak
328
Idioms
go on a bender
v.
alem yapmaya gitmek
329
Idioms
go out on the tiles
v.
alemlere/ortamlara akmak
330
Idioms
go back on the deal
v.
anlaşmada geri adım atmak
331
Idioms
go back on the deal
v.
anlaşmadan caymak
332
Idioms
go on a binge
v.
aşırıya kaçmak
333
Idioms
go light on
v.
aşırıya kaçmamak
334
Idioms
go on an errand
v.
ayak işi yapmak
335
Idioms
go down on someone's knees
v.
ayaklarına kapanmak
336
Idioms
go easy on
v.
birisini yatıştırmak
337
Idioms
go on before someone
v.
birisinin önünde gitmek
338
Idioms
go on a binge
v.
bokunu çıkarmak
339
Idioms
go easy on
v.
birisini yumuşatmak
340
Idioms
go off on a sidetrack
v.
bambaşka bir alana geçmek
341
Idioms
go off on a sidetr
v.
bambaşka bir alana geçmek
342
Idioms
go out on a limb
v.
başını derde sokmak
343
Idioms
go on a bat
v.
bütün gece içmek
344
Idioms
not go a bundle on something
v.
beğenmemek
345
Idioms
go on before someone
v.
birisinden daha önce ölmek
346
Idioms
go out on a high note
v.
başarıyla bitirmek
347
Idioms
go to town on something
v.
bir şeyi tüm enerjisiyle yapmak
348
Idioms
go on the rampage
v.
dağıtmak
349
Idioms
go on the rampage
v.
çığırından çıkmak
350
Idioms
go down on one's knees
v.
dizleri üzerine çökmek
351
Idioms
go down on one's knees
v.
diz çökmek
352
Idioms
go on for ages
v.
çok uzun sürmek
353
Idioms
go on the rampage
v.
cinleri tepesinde olmak
354
Idioms
go on a rampage
v.
dinden imandan çıkmak
355
Idioms
go on a rampage
v.
çileden çıkmak
356
Idioms
go on for an age
v.
çok uzun sürmek
357
Idioms
go cold on
v.
hevesini almak
358
Idioms
go out on the town
v.
felekten bir gece çalmak
359
Idioms
go cold on
v.
hevesini yitirmek
360
Idioms
go out on a spree
v.
felekten bir gece çalmak
361
Idioms
go cold on
v.
hevesini kaybetmek
362
Idioms
go on a fool's errand
v.
gereksiz/boş bir işe girmek/girişmek
363
Idioms
go on the offensive
v.
hücuma geçmek
364
Idioms
go out on strike
v.
grev yapmak
365
Idioms
go easy on
v.
huyuna gitmek
366
Idioms
go out on strike
v.
greve gitmek
367
Idioms
go on a bat
v.
feneri söndürmek
368
Idioms
not go a bundle on something
v.
hoşlanmamak
369
Idioms
go out on the town
v.
içip eğlenmek
370
Idioms
go out on a high note
v.
iyi biçimde bitirmek
371
Idioms
go light on
v.
ılımlı davranmak
372
Idioms
go out on a spree
v.
içip eğlenmek
373
Idioms
go cold on
v.
isteğini yitirmek
374
Idioms
go light on
v.
idareli kullanmak
375
Idioms
go easy on
v.
kullanırken dikkatli olmak
376
Idioms
go off on a tangent
v.
konuyu saptırmak
377
Idioms
go out on a limb
v.
kolu kanadı kırılmak
378
Idioms
go on a pub crawl
v.
o bar senin bu bar benim gezmek
379
Idioms
go easy on
v.
kullanırken ölçülü olmak
380
Idioms
go out on a high note
v.
layıkıyla bitirmek
381
Idioms
go on a rampage
v.
oraya buraya saldırmak
382
Idioms
go on the rampage
v.
kıyameti koparmak
383
Idioms
go on to a better land
v.
ölmek
384
Idioms
go on a bat
v.
kafayı çekmek
385
Idioms
go off on a tangent
v.
konudan sapmak
386
Idioms
go on the block
v.
müzayedeye çıkmak
387
Idioms
go off on a sidetr
v.
konudan sapmak
388
Idioms
go off on a sidetrack
v.
konudan sapmak
389
Idioms
go out on a limb
v.
riske girmek
390
Idioms
go on the rampage
v.
siniri tepesinde olmak
391
Idioms
go on record
v.
resmi olarak beyan etmek/açıklamak
392
Idioms
go back on one's word
v.
sözünde durmamak
393
Idioms
go light on
v.
sert davranmamak
394
Idioms
go back on one's word
v.
sözünden dönmek
395
Idioms
go back on one's promise
v.
sözünden dönmek
396
Idioms
go back on one's word
v.
sözünü tutmamak
397
Idioms
go on the defensive
v.
savunmaya çekilmek
398
Idioms
go out on a limb
v.
riski göze almak
399
Idioms
go back on one's pledge
v.
sözünden dönmek
400
Idioms
go on a rampage
v.
tepesi atmak
401
Idioms
go on for an age
v.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
402
Idioms
go on for ages
v.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
403
Idioms
go light on
v.
üstüne fazla gitmemek
404
Idioms
go on the rampage
v.
zıvanadan çıkmak
405
Idioms
be on the go
v.
(bir) koşturmaca/hay huy içinde olmak/geçmek
406
Idioms
go on a rampage
v.
zıvanadan çıkmak
407
Idioms
go on the blink
v.
(makine vb) bozulmak
408
Idioms
go to the wall on something
v.
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek
409
Idioms
go on the blink
v.
(makine vb) arıza yapmak
410
Idioms
go to town on something
v.
(bir şeye) tüm enerjisini vermek
411
Idioms
go on hiatus
v.
(dizi/program yayını) tatile girmek
412
Idioms
go green on someone
v.
birine sırtını dönmek
413
Idioms
go green on someone
v.
birine düşman olmak
414
Idioms
go green on someone
v.
birinden uzaklaşmak
415
Idioms
go green on someone
v.
birine karşı olmak
416
Idioms
go green on someone
v.
birine sinirlenmek
417
Idioms
go green on someone
v.
birine kızmak
418
Idioms
go off on a tangent
v.
konunun dışına çıkmak
419
Idioms
go off on a tangent
v.
konuyu alakasız bir yere getirmek
420
Idioms
go on relief
v.
(mali) yardım almak
421
Idioms
go on relief
v.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
422
Idioms
go on relief
v.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
423
Idioms
go on the prowl
v.
(özellikle seks için bir partner) arayışında olmak
424
Idioms
go on the prowl
v.
yatağa atacak birini aramak
425
Idioms
go on the prowl
v.
birini düşürmeye çalışmak (bardan kadın/adam düşürmek)
426
Idioms
go on the prowl
v.
bir şeyi/birini aramaya başlamak
427
Idioms
go on the prowl
v.
bir şeyin/birinin arayışına girmek
428
Idioms
be/go on the prowl
v.
sinsice yiyecek avına çıkmak (hayvan)
429
Idioms
be/go on the prowl
v.
ava çıkmak
430
Idioms
be/go on the prowl
v.
sinsice dolaşmak
431
Idioms
be/go on the prowl
v.
sinsi sinsi dolaşmak
432
Idioms
be/go on the prowl
v.
kol gezmek
433
Idioms
go on the rocks
v.
maddi zorluğa düşmek
434
Idioms
go on the rocks
v.
maddi durumu birden bozulmak
435
Idioms
go on the rocks
v.
geçim sıkıntısına düşmek
436
Idioms
go on the rocks
v.
dara düşmek
437
Idioms
go on the sick list
v.
hastalanmak
438
Idioms
go on the sick list
v.
sağlığı bozulmak
439
Idioms
go on the sick list
v.
rahatsızlanmak
440
Idioms
go on tick [uk]
v.
krediyle almak
441
Idioms
go on tick [uk]
v.
borçla almak
442
Idioms
go on tick [uk]
v.
veresiye almak
443
Idioms
go on welfare
v.
(mali) yardım almak
444
Idioms
go on welfare
v.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
445
Idioms
go on welfare
v.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
446
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) teke tek karşılaşmak
447
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) bire bir karşılaşmak
448
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birine) yumuşak davranmak
449
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birine) nazik davranmak
450
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birinin) üstüne fazla gitmemek
451
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birini) alttan almak
452
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
yapım aşamasında olan bir şeyi olmak
453
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
yapımı devam eden bir şeyi olmak
454
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
devam etmekte olan bir şeyi olmak
455
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
sürmekte olan bir şeyi olmak
456
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
üzerinde çalışılmaya devam edilen bir şeyi olmak
457
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
üzerinde uğraşmaya devam edilen bir şeyi olmak
458
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
halen/şu an devam etmekte olan bir şeyi olmak
459
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
tasvip etmemek
460
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
desteklememek
461
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
onaylamamak
462
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
uygun bulmamak
463
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
hoşlanmamak
464
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek meraklı olmamak
465
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek düşkün olmamak
466
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek önem vermemek
467
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek aldırmamak
468
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek umursamamak
469
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek beğenmemek
470
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek ilgilenmemek
471
Idioms
go on the block
v.
satışa çıkmak
472
Idioms
go on the warpath
v.
burnundan solumak
473
Idioms
go on the warpath
v.
küplere binmek
474
Idioms
go on the warpath
v.
patlamaya hazır olmak
475
Idioms
go on the warpath
v.
cinleri/heyheyleri tepesinde olmak
476
Idioms
go on the warpath
v.
savaş riskine sahip olmak
477
Idioms
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
478
Idioms
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini eleştirmek
479
Idioms
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini üstelemek
480
Idioms
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
481
Idioms
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
482
Idioms
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
483
Idioms
go on the scrounge (for something)
v.
karşılıksız (bir şey) istemek
484
Idioms
go on the scrounge (for something)
v.
karşılıksız (bir şey) arayışında olmak
485
Idioms
go on the scrounge (for something)
v.
karşılıksız para, yiyecek istemek
486
Idioms
go on the scrounge (for something)
v.
(bir şey) otlanmak
487
Idioms
go on the scrounge (for something)
v.
(bir şeye) ortakçılık yapmak
488
Idioms
go on stream [uk]
v.
hizmete girmek
489
Idioms
go on stream [uk]
v.
işletmeye açılmak
490
Idioms
go on stream [uk]
v.
çalışmaya başlamak
491
Idioms
be/go on record
v.
resmi olarak açıklamak
492
Idioms
be/go on record
v.
yazılı olarak açıklamak
493
Idioms
be/go on record
v.
resmi olarak yayınlamak
494
Idioms
be/go on record
v.
resmi/yazılı olarak beyan etmek
495
Idioms
be/go on the rampage
v.
ortalığı kasıp kavurmak
496
Idioms
be/go on the rampage
v.
zıvanadan çıkmak
497
Idioms
be/go on the rampage
v.
etrafa zarar vermek
498
Idioms
be/go on the rampage
v.
sokaklarda sağa sola saldırmak
499
Idioms
be/go on the rampage
v.
etrafı yağmalamak
500
Idioms
be/go on the rampage
v.
çığırından çıkmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go on
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy